Yine dağınık odam
Aynadan gördüğüm saçlarım gibi
Her renk, her ten, her duygu nakış nakış işlenmiş her teline sanki
Ruhumun aynası
Aynı benim gibi bedbaht
Umutsuz ama memnun
Bardağın kenarından taşmış asidi kaçmış kola gibi
Öylesine istenmiyorum
Ve rengi sarıya dönmüş bir masa örtüsü gibi yüzüm
Gözlerim bakmaktan yorulmuş
Tek hissettiğim soğuk
Ders kalemim küfürler savuruyor
Şiir kalemim ölmüş çoktan
Her yer cıvıl cıvıl renkler, desenler
Elektrik tasarruflu floresanda eğreti duran silüetler
Arkadaşlarım, anılarım, cesetler
Artık korkudan uzak duygusuzluğa, hissetmemeye bir adım yakınım sanki
Sevgi pınarından pet şişe doldurup getirmiş gibi
Yine dağınık ruhum
Kıskançlığa düşmüştüm geçti
Sevdiğim gözler uzak oldu, dostlar uzak
Budanmış çam dalları gibi kaldım öyle biçare, nedensiz
Her mevsim daha da çöktüm
Filizlenecek varsa da durdurdum, korktum
Bırakmak istedim
Gecelerce dolaştım bıçaklanma sevdasıyla
Ağladım yeni güne hissedar gecelerin toplantısında
Sabahlara gebe cono gecelere daldım
Sustalıyla mı doğradılar kalbimi
Hissetmedim
O an anladım
Olmadı...

30.10.2008