Açım diyen kadar aç
Tokum diyen kadar tok
Yokum diyen kadar yok
Kafamda tüm sayısal saçmalıklardan uzak atıl fakat erdemli bir katre beyin kalıntısı
Ve metrobüste menzile aykırı oturmanın verdiği mide bulantısı
Münzevi bir yalnızlık şarkısı
Metalik bir titreme
Kapı gıcırtısına oynatan fahri umutlar
Müstakil bir çatı katı cama vuran
Müstakil sevgiler
İyi giyimli, çok dinleyen az konuşan insanlar
Arabalar, kamyonlar ve yol
Kaldırımda saçlarını koşturan bir dilber
Fabrika çıkışında işçiler
Tokluğa duyulan yokluğun semeresini yiyen semt insanları,fakirler
Bir de yokluğa duyulan yokluğun endazesini tutan şerifler, sefiller
Farzı misal yaşadığım bu yer böyle işte...
18.02.2013