Şehir içi uzun bir otobüste ne kadar yakışırsa bir kadına aklı bir karış havada olmak
Ona işte o kadar yakışmıştı
Beyaz yün takkesi ve bir fransız filminden yeni gelmiş saçları
Bir kadına güzel olmak ne kadar yakışırsa
İşte o kadar yakışmıştı

Şair "yol bir yere gitmez" demişti inandım
Kadın için yollu dediler ona da inandım

Altımızdaki fazlaca tekerlekli taşıt ilerledi
Bir durdu, bir kalktı, bir durdu, bir kalktı...
Biz de ilerledik zaman zaman
Uzayda kapladığımız yerleri değiştirdik
Devam etti kadın benimle
Aynı yoldaydık işte, yolluydum ben de
Ve "o bir durma biçimiydi"
Kafam karıştı

Başka kadınlar da vardı, çirkin, sevimsiz...
Onlar da aynı yoldaydı
Aynı yolun yolcusuyduk velhasıl
Güzel olunmalıydı demek ki yollu olmak için
Kadın güzeldi, aklı bir karış havada, bihaber yoldan da yolcudan da

Şehir içi uzun bir otobüste ne kadar yakışırsa bir kadına aklı bir karış havada olmak
Ona işte o kadar yakışmıştı...
Sevmediler onu
Yeni anladım yollu demek kötü şeymiş
Hiçkimse benim gibi bakmadı galiba
Şirazesi kaymış insan kalbinin
İyi, kötü, güzel, çirkin...
Bir kefede batıllar, diğerinde masumlar
Ve bir ölçme bulma dünyasıydı yaşadığımız

Kimse sormadı sen kimsin? Nesin? Nerden geldin? Nereye gidersin?
Hangi yolun yolcususun?
Ya da yollu musun?
Sorsalar kızardı belki
Çok güzeldi, kızamazdı
Aklı bir karış havadaydı
Ve şehir içi bir otobüsteydi

29.04.2014